16 Ağustos 2017 Çarşamba

Öfkeyi Dışarıdan İzlemek




“Kendimi düşünmeden ve aklımda sadece sen varken, hatta uykularım kaçarken senin için yaptım bunu; ama bak sen ne yaptın!!!!” derken birine ve aslında içinizdeki çelişkinin çözümünü karşınızdaki insandan beklediğiniz bir an var mı hayatınızda?
Vardır vardıırr 
Sakin olun ya; bu normaldir ve “düşük seviyede öfke” nin ifadesidir.
Eskiler buna sitem derlerdi ve es geçerlerdi.
İzninizle konuyu biraz daha normalleştirmek istiyorum:
Düşük seviyedeki öfkeyi hayatımızın her anında yaşarız. Markette, trafikte, köpeğinizi gezdirirken, sosyal medyada gezinirken... Trafikte yarı beline kadar sarkan ve ciyak ciyak bağıran insanları düşünün mesela... Yahut adamın biri bir hayvana vurur! Yahut ne bileyim markette elinin tersiyle çocuğuna çakan birisini görmüşsünüzdür hepiniz.
O anlarda hissiniz sanırım “ne zordur o insan olmak şimdi üff” şeklinde gelişir; hayvana veya o insan hayvanının çocuğuna acırsınız.
Konuyu bilmezsiniz, çıkışını sonucunu bilmezsiniz : sadece haykıran bir insan görüntüsü vardır önünüzde.
Sadece “öfke” vardır görüntünüzde ve hikayesini bilmediğiniz müddetçe “onun öfkesi” sizin için izlenecek bir eylemdir.
Bu formdaki öfkenin aslında zaman zaman sizi ele geçirdiğini de itiraf edebilir misiniz?
Yaşanmışlıklarınızdaki incinmişliklerinizden öc alma güdünüz olduğu ihtimalini göz önünde bulundurursanız eğer; öfke krizleri başlamadan önce incinmişliklerinizi masaya yatırıp önce onları çözmeye ne dersiniz?