Panik ataktan ölür müyüm?
Panik ataktan ölür müyüm, panik atak, panik atak nedir
Panik ataktan ölür müyüm?
“Panik ataktan ölür müyüm?”
Daha önce panik atak geçirmiş insanların yanlarında gezdirdikleri bu meşhur soru ilk zamanlar hakikaten de cevabı bilinmediği için sorulur.
Malum, “psikolojik” dendiğinde insanı hayrete düşürecek, yaşadığı deneyimi sorgulatacak kadar gerçektir panik atak.
Ve oldukça benzerlik gösterebilir, o hepimizin deneyimlemeden deneyimlemenin ne olduğunu çok iyi bildiğimiz kalp krizi anına.
İlk panik atağımızdan, bilemedin ikincisinden sonra zihnimize yapışır “panik ataktan ölür müyüm?” sorusu.
Doktorumuza sorarız, psikiyatristimize, psikoloğumuza, yaşam koçumuza, eşimize, bilgisine güvendiğimiz dostumuza sorarız. Yetmez üstüne bir de Google’a sorarız.
Korkumuzu biri dindirsin, şu tahammül edemediğimiz belirsizliğin bulanıklığını biri aydınlatsın isteriz.
Cevap her seferinde aynıdır.
“Panik ataktan ölünmez,” der her sorduğumuz,
“panik ataktan şu ana kadar kimse ölmemiştir.”
Rahatlarız.
Bu cevabı almamız ile birlikte korkumuz da, kaygımız da, tıpkı zihnimize gelen binbir türlü felaket senaryolarının durulacağı gibi durulur.
Fakat ne yazık ki, hiç de yeterli olmayan bir süre sonra, dinen ne varsa yeniden dirilir.
O yüzden zordur tek seferde içimize sinmesi, “Ölmezsin” cevabının.
Sinse bile, dediğim gibi, uzun soluklu olmaz.
Kısa bir süre içerisinde tekrar filizlenir kuşkular, dürtmeye başlarlar.
İçeriden bir ses “emin misin?” diye tekrardan fısıldamaya başlar.
Cevabını daha önceden (defalarca) duyduğumuz, (tekrar tekrar) tasdik ettirdiğimiz bu soruyu sorma dürtüsü bize yeniden uğradığında iki seçeneğimiz vardır.
Birinci seçenekte, gerek bu dürtünün, gerekse hissettiğimiz korku ve yatıştırılma ihtiyacının ağzımızdan çıkacakları kontrol etmesine izin verir, o bilindik soruyu bilmem kaçıncı defa, alacağımız cevabı az çok tahmin etmemize rağmen, yeniden sorarız…
İkinci seçenekte ise, bu dürtüyü fark ettiğimiz an, bütün o kargaşanın, bütün korkuların, kaygıların, tedirginliğin, çokca huzursuzluğun arasında baskın gelen zihnimizdense, varlığını, fikrini, dahası sesini duyurmaya çalışan deneyimimize güvenmeyi seçerek, o tanıdık, bilindik soruyu cevapsız bırakırız.
İki seçeneğimiz vardır.
Ve bana sorarsanız, ikinci seçenek, bize daha iyi gelecektir.
Çünkü zihnimize, tüm baskılarına rağmen, uymadığımız; biraz durmayı, soluklanmayı, ne oluyorsa olanı deneyimlemeyi seçip, bir zaman sonra içimizdeki o kargaşanın, biz hiçbir müdahale etmeden de dindiğini gözlemleme fırsatı bulduğumuz zaman aslında çok daha hayati bir soruya cevap buluruz:
“Sormazsam ölür müyüm?”
Panik ataktan ölür müyüm?
Panik ataktan ölür müyüm, panik atak, panik atak nedir